Profesyonel bir başkan: Orhan KAYABAŞI

BAŞARIYA KOŞANLAR

(RÖPORTAJ)

Profesyonel bir başkan: Orhan KAYABAŞI

Röportörler : Elif Seray DÜLDÜL & İsmihan GÜLLÜ

Tarih : 2013.05.08

Sivil Toplum ve Diyalog Merkezi (STDM) her hafta toplumda başarıya ulaşmış, örnek şahsiyetleri, başarı öykülerini sizlerle paylaşıyor.

Bu röportajımızda konuğumuz başarıya koşanlardan Antalya Turizm Şoförleri Derneği Başkanı Orhan KAYABAŞI.

Orhan KAYABAŞI ile gerçekleştirdiğimiz röportajı ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz.

İ.G: Öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

O.K: İsmim Orhan KAYABAŞI. Aslen Sivas’lıyım. 1997 de Antalya’ya geldim. Turizme otobüs şoförlüğü ile başladım ve uzun yıllar otobüs şoförlüğü yaptım. Halen Antalya Turizm Şoförleri Derneğinin Genel Başkanlığını yapmaktayım.

E.S.D: Antalya Turizm Şoförleri Derneğinin faaliyetleri  hakkında bilgi verir misiniz?

O.K: Turizm şoförlerinin çalışma koşullarını ve yaşadıkları sıkıntıları bildiğim için bu sorunu düzenlemek adına bir girişim yapalım istedik. Bu zamana kadar başıboş bir meslek grubuyduk ve hatta 2005 de çıkan bir kanunla vergi mükellefi olmayan biz turizm şoförleri değil de bütün şoförleri odaları tarafından ihraç edildik. İhraç edilirken de bütün geçmiş aidatlar alındı bizden.

2006’ da Antalya Rehberler Odası ile birlikte Antalya Turizm Şoförleri Derneğini kurduk. İlk kurulduğu zamanlarda dernek yönetimde yer almadık ama tabi bu işin içindeydik. Dedik ki biz, acenteci, taşımacıları, üst düzey yöneticileri derneğimizin yönetimine alırsak daha kolay tanıtım olur ve kabul görür diye düşündük, öylede oldu. Tek bir eksisi vardı bu işin, acente müdürü yerine çalışan yöneticilerimiz bir yerde çalıştıkları firmalarının da menfaatlerini korumak durumundalar. Bunun içinde turizm şirketlerinin sorunlarına eğilemediler, 4 sene böyle bir keşmekeş ile geçti. 4 sene sonunda 2010 da iyi bir ekip ile yönetimi ele aldık. Sağ olsunlar beni de başkan seçtiler.

2010 dan 2013‘e kadar yasaların bize verdiği yetkileri kullanmaya çalıştık. Bu yasalardan söz edecek olursak; fazla çalışma sürelerinin engellenmesi, 2. Kaptanın devreye girmesi, çalışan kaptanlarımızın istirahatlarının sağlanması gibi. Çünkü turizm önemli bir konu. Ülkemizi temsil ediyoruz. Yaptığımız işin ciddiyetle yapılması gerekiyor bu sebeple. İşte biz bu konulardan yola çıkarak iyi bir yol kat ettik. Antalya’dan 2. Kaptan olmadan hiçbir turizm aracı yola çıkmıyor. Turizmin kötü etkilenmemesi adına herkes elinden geleni yapıyor.

Turizm şoförlerinin ayrıcalıklı olması adına eğitimler verdik ve başarılı da olduk. Turizm de çalışan şoförlerimizi eğitime aldık ve aldıkları eğitimi sertifikalandırdık. Hiçbir Turizm çalışanımız kalmadı eğitim ve sertifika almayan. Diğer ilgili kurumlarında bize destek vermesiyle daha iyi işler yaparak turizmi daha ileriye taşıyacağımıza inanıyoruz.

Türkiye’de dernekler yanlış aktarılıyor aslında. Dernek denince akla bir yörenin, kazanın derneği sadece sosyalleşme amaçlı kurulmuş faaliyet göstermeyen dernek adı altındaki kurumlar gibi değiliz biz. Bizde sadece ülkemizin menfaatleri konuşulur buna yönelik işler yapılır, daha fazla nasıl katkı sağlanabilir gibi amaçları olan bir kurumuz. Sadece amacımız doğrultusunda işler yapılır, lüzumsuz hiçbir konu konuşulup ele alınmaz. Dediğimiz gibi turizme daha iyi nasıl katkı sağlayabiliriz, kazaları, aksaklıkları vs. nasıl en aza indirebiliriz gibi. Şoförlerimize eğitim veriyoruz. Bizim derneğimizin diğer derneklerden bir farkı daha var derneğimizin yaptığı mücadele ve çalışmaları adına bütün devlet kurumlarını ayağa kaldırdık. İlkelerimiz doğru olduğumuz için bize destek verdiler.

İ.G: Derneğinizin hedefleri nelerdir?

O.K: Şu ana kadar hedeflerimizin henüz 10 da 1 ne ulaşamadık. Çünkü bizim hedeflerimiz büyük. Türkiye’nin her yerine hedeflerimin yayılmasını istiyoruz. Bunun içinde çalışmalarımız var. Bu çalışmada federasyon olma yolundayız. Federasyonda İstanbul, Ankara, Efes, Kapadokya’yı eklemek istiyoruz. Şuanda derneklerimizin oluşumları hazır inşallah açılışlarını yapacağız. Antalya merkez olmak üzere Türkiye Turizm Şoförleri ne rehberlik yapacağız. Bundan sonrada Türkiye genelinde eğitimler verilmiş olacak. Türkiye’de ki bütün kaptanlarımız bu işin ehli olarak yola çıkacaklar.

E.S.D: Başarınızı neye borçlusunuz?

O.K: Başarımızı öncelikle yasaların gücüne borçluyuz. Düzgün ve dik duruşumuza borçluyuz. Dik duruş derken kimseyi üzmedik biz, hiç kimseyi karşımıza almadık, devletin kurumları, bütün sivil toplum örgütleri ile ilişkilerimizi iyi tutarak, birlik ve beraberlik ile bugüne geldik. Böylede devam ettiğim sürece inanıyorum ki bu iş çok daha iyi yerlere gelecek. Sistem nasıl oturursa öyle devam eder mantığı ile hareket ettiğimiz için genç şoförlerimizi eğitiyoruz, yerleştiriyoruz bu konuda özverili çalıştığımıza inanıyoruz.

İ.G: Şoförlerinize verdiğiniz eğitim seminerleri detaylandırabilir misiniz?

O.K: Bu işte ilk başlarda boşluk vardı. Turizm şoförlüğü evet güzel bir meslek. Bazı arkadaşlar bu işi şöyle görüyorlardı; Antalya ya gelelim, çalışalım hem para kazanalım hem tatil yapalım düşüncesindeydiler. İşin aslı öyle değildi tabi. Bu insanlar Anadolu’nun her yerinden geliyorlardı ve maalesef geldiklerine pişman oluyorlardı. Umdukları çalışma koşullarını bulamıyorlardı çünkü. Hemen hemen günde 20 saat çalışıyorlardı. Dinlenmeye zor vakit buluyorlardı. Uykulu uykulu yola çıkıyorlardı. Şikayetlerini bize bildiriyorlardı. Muzdarip oldukları konular önemli konulardı. Eğitime önem veren biri olarak, her şeyin başının eğitim olduğuna inanıyorum. Birleştirici olmanın en güzel örneğidir. Her ay toplantılar yaparak konuları tartışarak en iyisini bulduk. Nasıl eğitim verilebilir, bu insanlar bu eğitime nasıl ilgi duyarlar. Biraz şoför ağzı ile konuşarak anlatacak olursam; bu insanlar hayat üniversitesini bitirmiş insanlar. Birçok şeyi görmüş geçirmiş, yaşayarak tecrübe etmiş insanlar. Ben, bir üniversite mezunu arkadaşa değişmem kendi kaptanımı. Neden? Çünkü bu insanlar bu yolda çok emek vermiş insanlar, çok tecrübe etmişler, senelerini vermişler bu işe. Yıllardır onca insanın hayatını sorumluluk alabilmiş insanlar. Maalesef bu arkadaşlar ilk başata eğitime gelirlerken ön yargılılardı. Ne gerek var biz işimizi biliyoruz gibi düşünceleri varken eğitim sonunda sertifikalandırılırken iyi ki biz bu eğitimi aldık demeleri, bu oluşum sürecinin katkısını gördüklerinin en büyük kanıtıdır. Onları bilinçlendire bilmek, ön yargılarını değiştire bilmek bizleri mutlu ediyor.

E.S.D: Türkiye’deki sivil toplum çalışmalarını değerlendirir misiniz?

O.K: Türkiye de sivil toplum örgütlerinden kanuna, Türkiye’nin sorunlarına karşı duyarlı ve bu alanda çözüm üreten, birlik içinde çalışan kuruluşları destekliyorum. Ama bunu tüm sivil toplum örgütleri için söyleyemiyorum maalesef. Bazı örgütler var ki kendini geçindirme çabası içinde kar amacı güden daha çok sorunlar arka planda olan kurumlar da var. Bu tür kurumlar çokta destek görmüyorlar ve kendi içlerinde ters düşüp dağılıyorlar. Şu an bile bir araya gelmemizin en önemli noktası diyebiliriz. Bu birleşmelerin önünü açacak kuruluşları faaliyetlerde görmek istiyoruz.

İ.G: Sivil Toplum Kuruluşu Sizce Nasıl Olmalı?

O.K: Öncelikle ideal ve amaçları doğrultusundan sapmamalı, ülke çıkarlarından sapmamalı, birleştirici olmalı. İnsanları iyisi ve kötüsü ile herkesi kabul etmeli, herkesi kazanabilmeli. Sivil toplum örgütünün şöyle bir lüksü olmaz, olmamalı yani. Örneğin; maddi çıkarlarına göre, mevki, makam gibi niteliklerine göre insan alma kesinlikle yapmamalı. Bu iş ülkesini seven kuruluşların yapacağı bir iştir. Her konuyu yakalayıp çözüm arama sürecine girecek niteliği taşıyan kişilerin yapacağı iştir. Bu işin basındaki insanlar çok önemli kişilerdir.

E.S.D: Gençlere Önerileriniz Nelerdir?

O.K: Şu anki gençliği çok iyi görüyorum. Tabi istisnalar kaideleri bozmuyor ama gerçekten iyi yetişen sizin gibi pırıl pırıl gençler var. Ülkenin, sivil toplum örgütlerini geleceği emin ellerde. Ben kendi kurumundan da örnekleyecek olursam biz burada genç şoförler yetiştiriyoruz. Bazı kurumlar sivil toplum örgütünde buralarda yetkili kişilerin açıklayamayacağı, kendi saklayacağı bazı özel konular vardır. Ben bunları bile bu arkadaşlarla paylaşıyorum ki önleri açılsın. Herkes için geçerli bu durum başında olduğu kurum ne kadar sağlam adımlarla ilerler ise sistem ne kadar sağlam oturur ise ondan sonra gelen gençlerin önü de o kadar açık olur. Bu işler hiç aceleye gelmez. Gençlere tavsiyem bir sivil toplum örgütünde görev aldığınız zaman buralarda işlerin yavaş ilerlemesine sakın gücenmeyin. Hızlı giden çabuk yorulur. Yavaş ve sistemli giden bütün kurumlar ayakta kalır.

İ.G: Türkiye’deki tüketici hareketlerini değerlendirir misiniz?

O.K: Türkiye’de bu alandaki tüm kurumlar, dernekler elinden gelenin en iyisini yapıyorlar. Sizde bu işin içindesiniz, bizde kurum olarak bir vakıf kurduk, vakıf olarak da tüketici birliği federasyonuna destek veriyoruz.  Dernek amaçları doğrultusunda, çizgisini bozmadan ilerleyen kurumlardan bir tanesisiniz.

E.S.D: Kurum olarak tüketici ile ilişkileriniz nasıl?

O.K: Biz şoförler Türkiye’nin en büyük tüketici potansiyeliyiz. Bu zamana kadar küçük de olsa Tüketici Birliği Federasyonuna gönderdiğimiz şikayetlerimiz hepsi hal oldu. Bu işlerin çözümlenmesi hoşumuza gidiyor.

İ.G: Kendinize ilke edindiğiniz bir söz var mı? Bizimle paylaşır mısınız? 

O.K: Bu konuda tek bir sözüm var. Şunu çok iyi biliyorum; dürüst ve dik durmayı çok severim, hiçbir yanlışa şaibeye kapılmadan. Kim ne derse desin iyisini alır cebime koyarım, kötüsünü de eleştirir ve kötü olan şeyi gidermeye çalışırım. Hiç kimseye kızmam, yaptığım hataların farkına varırım. Kısacası dik ve düzgün dururum. Her zaman dik dururum çünkü yaptığım işlere güveniyorum, yanlış bir şey yapmadığımızı biliyoruz.

E.S.D: Son olarak bizlere neler söylemek istersiniz?

O.K: Öncelikle sizlere çok teşekkür ederim çocuklar. Gerçekten mükemmelsiniz. Bu konulara ilgili olmanız, STK de öğrenci iken yer almanız demek ki bu ülke boş değil, sahipsiz değil. Sizin gibi güzel insanlar var ise bizde sizin bir ağabeyiniz babanız olarak yaptığınız her şeyde yanınızdayız. Sizleri her zaman yanımızda görmek istiyoruz. Sizlere çok teşekkür ediyorum.

E.S & İ.G: Çok teşekkür ederiz. İyi çalışmalar.

Tarih : 2013.05.08

Elif Seray DÜLDÜL

İsmihan GÜLLÜ