Epifiz Bezi İnsanlığın Üçüncü Gözü mü?
Bugün ki araştırmamda sizlere evrenin büyük sırrı olan Epifiz bezinden bahsedeceğim.
İnsan biyolojik sınırlarını zorlamayı yine kendi sahip olduğu muhteşem yapılarla sağlayabilir. Her şeye potansiyeli olan bu varlık neyi beslediğinden sorumlu olacak. Bugün sahip olduğu mucizevi bir yapıdan bahsetmek istiyorum:
EPİFİZ BEZİ
Beyin, yapı itibariyle kendini çiftlemiş durumda. Sol ve sağ beyin gibi. Epifiz bezi ise tektir. Bu teklik vücudumuzda olağanüstü etkiler yaratır. Beyindeki yerleşimi olarak ise hipofiz bezinin arkasındadır.
Uzun yıllar önce bilindiği ancak ne işe yaradığını çok sonra öğrenilen bu organ, insanlığın geleceği niteliğinde olabilir. Peki uzun yıllar önce bilindiği kanısına nereden varıldı?
Mısır uygarlığında “Horos’un Gözü” olarak nitelendirilen yapı, Vatikan’da bulunan iki tavus kuşu arasındaki kozalak heykeli,
Buda heykellerinde saç yerine kozalak olması ve tabii ki Papa’nın asasındaki kozalak figürü.
Epifiz bezi, gözler gibi retinal dokulara sahiptir. Yalnız gözler ışığa duyarlıyken, bu bez karanlıkta çalışır. Hem göze hem de kozalağa benzeyişi bakımından bu yapılar ile bağdaştırılabilir. Kozalağa benzetilişi vesilesiyle İngilizce olarak “pineal gland” olarak anılır.
Epifiz bezinin salgıladığı üç önemli hormon vardır. Sırasıyla:
1-Melatonin
Biyolojik saati düzenler.
Uykuyu düzenler.
Bağırsak sistemini düzenler.
En önemlisi tabii ki büyüme hormonunu salgılar.
Bu hormon karanlıkta salgılanır. 23.00-06.00 arasında zirvelere çıkar.
Büyük etkilere sahip bu hormon için yeni yazılan makalelerde kanserli hücreleri azalttığı ve çoğalmalarını durdurduğuna dair öngörüler var.
2-Serotonin
Hücreler arası elektrik ve kimyasal sinyali taşır.
Mutluluk hormonu olarak da bilinir.
Kan pıhtılaşması ve kan basıncı üzerinde etkilidir.
3-DMT Hormonu
Belki de en önemlisi. DMT kesinlikle herkesin bilmesi gereken bir yapıdır. İnsan bilincinin ve algısının üzerinde en etkili hormonlardan biridir. DMT doğada bulunabilen basit bir bileşiktir. Her canlıda bulunur. En çok REM uykusu, doğum ve ölüm esnasında salgılandığı ortaya çıkmıştır.
DMT salınımın artması sonucunda insanoğlunda:
-Filtreleme mekanizmaların ortadan kalkması,
-Her şeyi daha net ve renkli görebilme potansiyeli
-Kişinin bilinç ve beyin kapasitesi varlığının optimum seviyeye gelmesi
-Zaman doğrusalı olmaksızın her şeye hakim olma hissiyatı
gibi çeşitli durumlar ortaya çıkabiliyor.
Amerika’da yapılan bir araştırma sonucunda DMT verilen deneklerin bu hissiyat sona erdiğinde anlatmaları bekleniyor.
Kişilerin özel ve sosyal ortamları vesilesiyle bambaşka betimlemeler ortaya çıkıyor. Ancak birbirinden bağımsız insanların tek ortak söylemleri “Bir gözlemci varlığının olduğu ve daha önce bu kadar huzurlu hissetmedikleri” şeklinde olmuştur.
Bu yüzden DMT salınımı insanoğlu için büyük bir kazançtır.
Geleceği aydınlatabilecek özellikteki bu hormonun salınımını hangi durumlar azaltır?
Öncelikle en önemlisinden bahsetmek istiyorum.
Florür
Bu madde epifiz bezinin kireçlenmesine sebebiyet vererek hormonun azalmasına neden olur.
Tüm devletlerin içme suyu dezenfektanı olarak florür kullandığını biliyor muydunuz? Peki ya kullandığınız diş macunlarının dörtte üçünün florürlü olduğunu?
Diş macunlarında olma sebebi florür, diş etleriyle direk beyine iletilir. Bu yüzden kokain bağımlısı insanlar burundan çektikten sonra diş etlerine sürerler. Daha hızlı etkisini almak için bu hareketi yaparlar.
Ceylan Yılmaztürk
Kaynak:
https://www.youtube.com/watch?v=3iJ2J6GNmZ8
https://www.youtube.com/watch?v=KdZAaZXLFQY
https://www.youtube.com/watch?v=4A9RqjK6eKU
https://www.youtube.com/watch?v=e221Hg9QKy4
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/?term=melatonin