Bir Sağlık Pınarı: Ayhan EYİKAN

Bir Sağlık Pınarı: Ayhan EYİKAN

Röportörler : Elif Seray DÜLDÜL & İsmihan GÜLLÜ 

Sivil Toplum ve Diyalog Merkezi (STDM) her hafta toplumda başarıya ulaşmış, örnek şahsiyetleri, başarı öykülerini sizlerle paylaşıyor.

Bu röportajımızda konuğumuz başarıya koşanlardan Sağlık Pınarı İsimli Kitabın Yazarı Ayhan EYİKAN 

Ayhan EYİKAN ile gerçekleştirdiğimiz röportajı ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz.

E.S.D: Öncelikle “Ayhan EYİKAN” kimdir? Bize kendinizden bahseder misiniz?

A.E: 1933 yılında Antalya’nın Demre ilçesinde doğdum. 9 yaşında Antalya’ya taşınarak ilk ve orta öğrenimimi Antalya da yaptım. Akabinde Diyarbakır Öğretmen Okulunda eğitimime devam ederek, Gazi Enstitüsü’nden Resim Öğretmeni olarak mezun oldum.

İ.G:  “Sağlık Pınarı’’ isimli bir kitabınız var. Bize biraz bahseder misiniz?

A.E:  Sağlık Pınarı kitabımın yazım öyküsü şöyle; Ben,  gençliğimden beri beslenme ve sağlık arasındaki ilişkiye hep inandım ve dolayısıyla o yıllardan beri mevcut olan sağlıklı beslenmeleri açıklayan bilgileri takip ettim.

Ancak 65 yaşında hastalanınca kafamda büyük bir soru oluştu. Dedim ki “ben tüm bilgilere göre sağlıklı beslendiğim halde niçin hastalandım?’’ Çok şiddetli bir rahatsızlık ve çok şiddetli bir kalp çarpıntısı. Bu aşağı yukarı 68 yaşına kadar devam etti, hastanelerde gezdim. Ameliyatlar geçirdim, fakat bu ameliyatların sonucunda benim şikâyetlerimde hiçbir azalma olmadı.

Amerika’ya oğlumun düğününe giderken bir arkadaşım bana bir kitap tavsiye etti ve o kitabı Amerika’da alıp okudum. İki sene doktorlara sorduğum soruların cevaplarını ancak o kitapta buldum. Sonra başka kitaplar getirtmeye başladım. Ve kendi sağlığımı kendimin düzeltebileceğimi anladım. Ancak bunun doğru beslenme bilgileriyle olacağını yüze yakın kitaptan okuyup öğrendikten sonra beslenmemi değiştirdim. Ve kısa süreli – uzun süreli oruçlar tutmaya başladıktan sonra iyileştiğimin farkına vardım. Bu olay 2000 yılında oldu. 2002 ye kadar hastanelerde ve ameliyatlarda zamanım geçtikten sonra 2002 de sağlığıma tam kavuştum ve bütün şikâyetlerim kayboldu.

2002 ‘de TODOSK’a (Toroslar Doğa Sporları Kulübü) üye oldum. Ve dağlarda gezmeye başladım. Bu sırada dağlarda gezerken tanıdığım, Kalp Damar Cerrahı bölümünde ihtisas yapan Erdem Memetoğlu ile sağlıklı beslenme ile ilgili konuşmalar yaptık. Benim sağlığımda ki öyküyü dinleyince Dr. Erdem Memetoğlu bu bildiklerimin ve deneyimlerinin benimle beraber gitmemesini ve mutlaka bir kitap yazmam gerektiğini ısrarla benden istedi. Ve kendisinin de bir önsöz yazacağını söyledi. Böylece dört senelik bir çalışma sonucunda bu kitabın basılması mümkün oldu.

İ.G: Sağlıkla yaşam ile ilgili önerileriniz neler olabilir?

A.E: Sağlıkla ilgili önerilerimi özetlersek diyebilirim ki doğru beslenmeyi tam bilirsek yani doğru beslenmenin gerçekten ne olduğunu bilirsek ve bunu uygularsak mutlak suretle hasta olsak bile sağlığımıza kavuşuyoruz. Hasta olmadan uygularsak hiç hasta olmuyoruz.

Bunun temelini söylemem gerekirse hayvansal ürünlerden daha çok bitkisel ürünlere yönelmek diye tarif edebilirim. Ayrıca da hastalıklarımızı geçirmek için bir şey ilave etmek değil bir şey çıkarmak zorundayız. Vücudumuza giren fazlalıklardan hasta olduğumuz için ilave edeceğimiz her şey bizim vücudumuzun sağlığı kazanma konusundaki çabalarını engeller. Dolayısıyla bunların arasında ilaçlarda vardır.

E.S.D & İ.G:  Kesinlikle. Çok doğru söylüyorsunuz.

İ.G: Sağlık konusunda Türkiye’deki “Tüketici Hareketlerini” değerlendirir misiniz?

A.E: Türkiye’deki tüketici hareketleri gittikçe büyük bir önem kazanıyor gördüğüme göre. Ve tüketici bilinçlenmesinde büyük bir gelişme olduğunu sanıyorum ve görüyorum. Sizin derneğinizin çalışmalarından haberdarım. Avukat İbrahim Güllü Bey bu konuda çok emek harcıyor. Onun bir konferansına katılıp izleme, gözlemleme fırsatı buldum. Onun için bu büyük fedakârlıktan dolayı derneğinizi kutluyorum.

E.S.D:  Hayatınızda ‘’Sivil Toplumun Gücünü’’ hissettiğiniz bir deneyim ya da anınız var mı? Bizimle paylaşır mısınız?

A.E:  Sivil Toplumun Gücünü hissettiğim bir deneyim ya da anım yok. Ama sivil toplum gücünün birleştiği zaman bütün güçlerin üstünde olduğunu söyleyebilirim.

İ.G: Kendinize ilke edindiğiniz güzel bir söz var mı? Varsa bizle paylaşır mısınız?

A.E:  Evet. Çok güzel bir sözüm var. “Mutluluk olumluyu yakalama sanatıdır.’’

E.S.D: Peki biz gençlere önerileriniz nelerdir?

A.E:  Gençlere önerim,  kendi 12 yıllık deneyimimden yola çıkarak söyleyeceğim şey “Doğru Beslenme Bilgilerini’’ öğrenmeleri ve bu bilgileri hastalanmadan uygulamaya çalışmalarıdır. Çünkü Padişah Muhteşem Süleyman’ın söylediği gibi “Halk arasında muteber bir nesne yoktur devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi’’ diyor. Yani, gençlerimiz ne kadar sağlıklı olurlarsa, yapacakları işlerde fiziksel olsun ruhsal olsun o kadar güçlü olurlar ve güçlü gençlerden oluşan bir ulus mutlak suretle ileriye doğru gider.

İ.G: Başarınızı neye borçlusunuz?

A.E:  Başardım mı başarmadım mı tabi ben onu söyleyemem başkaları söyleyebilir. Çünkü başarı biraz göreceli bir kavram. Kimisine göre çok zengin değilseniz,  başarılı olmamış sayılırsınız. Ancak ben şunu söyleyebilirim: Hayatta istediğim her şeyi elde ettim, bunlar birçoklarına göre belki basit şeylerdi. Ancak ben örneğin,  ben resim öğretmeni olacağım dedim ve resim öğretmeni oldum, dünyanın en güzel kızlarından birisiyle evleneceğim dedim evlendim. 53 yıllık evliliğimiz devam ediyor. Âşık oldum ve hala da aşkım devam ediyor. Yurtdışını göreceğim dedim yurtdışında burslar kazanıp film eğitimi aldım. Sonra eğitim filmleri ve TRT de belgesel filmleri yaptım. Sonunda 46 yaşında doktorun sinüzit ameliyatında yaptığı bir sağlık sorunundan dolayı emekli olmak zorunda kaldım. Emekli olunca inzivaya çekildim ve bahçeli bir ev alarak 25 yıldır burada oturuyorum. Fakat istediğimi elde ettim diyebilirim. Benim açımdan başarılı görülüyor ama başarıyı başka bir şekilde düşünenler tarafından başarılı görünmüyor olabilir. Çünkü ben çok mutlu oldum. 80 yaşında sağlıklı olarak buraya derneğinize 15 km. yoldan bisiklet kullanarak geldim. Gelmekten de çok mutluyum.

E.S.D:  Peki son olarak bizlere neler söylemek istersiniz?

A.E:  Sizlere her olayda mutlak suretle bir olumlunun olduğunu ne kadar olumsuz görünürse görünsün orada bir olumlu tarafın olduğunu ve sürekli o olumlu tarafı görmenizi tavsiye ediyorum. Her olumsuzda bir olumluyu yakalamak çok önemli.

E.S.D & İ.G: Bize zaman ayırdığınız için çok teşekkürler.

A.E:  Ben teşekkür ederim ve başarılarınızın devamını dilerim.

Elif Seray Düldül & İsmihan Güllü

Antalya-06 Haziran 2013